TBMM Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleşen Bütçe görüşmelerinde çatı suları, hava kirliliği ve depremle kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi. Çatı sularının değerlendirilmesi amacıyla yönetmelik hazırlığında olduklarını belirten Özhaseki, “Çatı sularını ‘gri su’ diye adlandırıyoruz. Özellikle bu suların nasıl toplanacağı ve nasıl kullanılacağı hususunda arkadaşlarımız yönetmelik hazırlıyorlar. Akıllı şehirler ve akıllı mahalleler konsepti içerisinde vazgeçilmezlerden birisi de oranın kendi enerjisini üretebilen bir yapıya kavuştuğu gibi, bir taraftan da oraya yağmış olan ne kadar su varsa onların bir yerde toplanması, arıtıldıktan sonra kullanım suyu olarak dışarıda kullanılabileceği bir ortama kavuşturulması hedeflenen bir projedir zaten” ifadelerini kullandı.
Özhaseki, hava kirliliğiyle ilgili de, “Bir başka konu hava kirliliğiyle ilgili. Şu anda bakanlık olarak tam 263 noktada hava kirliliğini ölçüyoruz. Tehlikeli gördüğümüz yerlerde kısa, orta, uzun vadeli projeler yapıyoruz. Ama şu anda, hamdolsun, kırmızı noktaya gelmiş olan bir yer yok. Son üç yılda Türkiye ortalamasında yaklaşık yüzde 20 de bir iyileşme var. Her yıl yaptığımız çalışmalardan verim alıyoruz, gittikçe de seviye aşağı doğru düşüyor” diye konuştu.
Bakan Özhaseki, riskli alanlarla ilgili de, “2012’de çıktığında 52 ilde belediyelerin bize talebi üzerine 209 riskli alan ilan etmişiz. Riskli yapı olarak da yani alan değil, tek tek bina bazlı olarak da 524 bin bağımsız birim bize müracaat etmiş. Bu 524 bin bağımsız birimden 400 bini yıkılmış ama riskli alanlarda başarı oranı yüzde 11-12’lerde” dedi.
Bütünleşik kıyı alanları planlamasının bitirilmesinde çok az eksikliklerinin kaldığını dile getiren Özhaseki, yakında otopark yönetmeliğinin çıkacağını bildirdi. Özhaseki, eskiden üç binaya bir otopark zorunluluğu varken şimdi her bağımsız birim için adeta bir otoparkın zorunlu hale geldiğini kaydetti.
Bakan Özhaseki, şöyle devam etti: “Kentsel dönüşümde yeni yasaları hazırladık. Meclis, uygun çalışma ortamına girdiğinde buraya getireceğiz. Hatalardan ders alarak artık önümüze bakmamız lazım. Kat yüksekliği vererek yarısı müteahhide, yarısı vatandaşa kentsel dönüşüm değil bu. Vatandaşı yerinden çıkarıp bir yere götürmek, olduğu yeri büyük iş merkezlerine satmak asla doğru bir hareket değil.